Follow me @slytherininokurvarisi

27 Nisan 2018 Cuma

►Spiritus Ruhlar Dünyası|Aynur Başkan◄

Nisan 27, 2018 0 Comments


Kitabın Adı:Spiritus Ruhlar Dünyası


Yazar:Aynur Başkan


Yayınevi:Arunas Yayıncılık



Sayfa Sayısı:384





Spiritus Ruhlar Dünyası Bitti!Bir seriye daha böylece veda etmiş oldum.Eğer hala ilk kitabın yorumunu okumadıysanız ilk olarak o yorumu okuyun.Çünkü genel konusunu orda tamamiyle özetlemiş bulunmaktayım.Bu kitap serinin final kitabıydı.Bu yüzden spoiler olmaması için tam olarak konudan bahsedemeyeceğim.Hikayemiz kaldığı yerden devam ediyor.Selim ve Neval öğrendikleri bilgiler sayesinde yepyeni kişilerle tanışıyor ve diğer dünya ile ilgili pek çok şey öğreniyorlar.Kurtuluşun olduğuna inanan Selim ise daha fazla melez ve kaçak bularak onları da bu kurtuluş yolcuğuna dahil etmeye başlıyor.

İlk kitap  hikayenin başıydı.Haliyle daha olaysız ve az karakterliydi.Fakat bu kitapta yeni karakterler ile tanışıyoruz ki bu çok heyecanlıydı!Selim ve Neval'in artık yalnız olmamaları kitap boyunca beni mutlu etti diyebilirim.Kitabın sonlarına doğru Fantastik/Aşk ikilisi yoğunluktaydı ki bu benim ilk kitaptan beri beklediğim kısımlardı.Bir fantastik sever olarak Fantastiğin olmazsa olmazı bir kırıntıda olsa içinde barındırdığı aşktır benim için.Kitabın ilk sayfasından itibaren sonunu kafamda kurgulamaya çalıştım.Evet tahmin edebildiğim bir sonla bitti.Fakat bundan gayet memnunum.Seri boyunca sevmediğim tek şey sanırım karaterlerin ruh hallerinde ki değişimdi.Kitabın başlarında sessiz sakin olan Selim'in ilk kitabın sonundan final kısmına kadar aşırı derece atarlı halleri beni biraz çıldırtma aşamasına getirdi.Belki Selim'in içinde ki diğer taraftı böyle asabi davranan.Asarım keserim havaları vesaire bir süre sonra azcık baysa da kitabın kurgusunu,işleyişini,akıcılığını asla etkilemedi benim için.Serinin bitmiş olması beni üzse de sanırım Yazarımızın İhtiyar'la ilgili bir kitabı çıkacakmış! Onuda merakla bekliyorum çünkü gerçekten soru işaretleri kaldı hala aklımda.*-* 















19 Nisan 2018 Perşembe

►Spiritus | Aynur Başkan◄

Nisan 19, 2018 0 Comments



Kitap Adı:Spiritus


Yazar:Aynur Başkan


Yayınevi :Portakal


Sayfa Sayısı:224





Spiritus Ateşten Hançer Bitti! Türk yazarlarında iyi bir şekilde fantastik yazabileceklerinin kanıtı olan kitap...Biliyorsunuz ki genellikle yabancı/fantastik okuyorum.İlk defa bir Türk yazarın kaleminden çıkmış olan fantastik türde kitabı okumuş bulunmaktayım.Kitap elime ulaştığında aşırı heyecanlıydım çünkü konusu yüzünden bayağı bir ilgilimi çekmişti.Elime ulaşır ulaşmaz tam olarak bir gün geçmeden bitirdim.Zaten kısacık bir kitap.Tek oturuşta okunabilecek türden. Serinin ikinci kitabına sahip olduğum için çok şanslıyım.Çünkü hemen devam etme ihtiyacı hissediyorsunuz. :)Şimdi konusundan biraz bahsedelim↓


Konusu:
Yaşıtlarının göremediği ruhları,onun değimiyle ''oyun canavarları'' görebilen Selim için çocukken bu bir eğlencedir.Başına gelen acı bir olay vesilesiyle onların bir oyundan ibaret olmadıklarını fark eder.Bu olaydan sonra onların dünyasına yada boyutuna geçiş yaparak, onları öldürmeye başlar.Kendi dünyasında gece sokaklarda onların peşinden koşar,insanları onlar tarafından öldürülmeden önce kurtarmaya çalışır.Selim'in gördüğü ruhların ismi Spiritus'tur.Farklı bir boyutta yaşayan bu ruhlar Dünya'ya geçiş yaparak insanları öldürmektedirler.Selim'in tek problemi vardır.Dünya'daki ruhları öldüremiyordur.Günler böyle geçerken bir gün odasında bir hançer bulur.Bu hançeri kimin gönderdiği belli değildir.Selim bu hançer sayesinde Spiritusları öldürebilmektedir.Aklında birçok soru işareti vardır.Bu ruhların insanlardan istedikleri ne? Bunları görebilen sadece ben miyim?

Benim Yorumum:
Fantastik türde olan bu kitabı ilk açtığımızda 2014 yılında yaşanan bir kovalamacayı okuyoruz.Ardından 2004 yılında Selim'in çocukluğunda yaşadığı küçük bir anısıyla devam ediyor.Oyun arkadaşı olarak gördüğü canavarların aslında insanları öldüren korkunç yaratıklar olduğunu fark eden Selim henüz 12 yaşındadır.Hayatının dönüm noktası işte o gün başlar.Kendini her şeyden soyutlayan Selim okulu bırakarak bir işe başlar.Gündüzleri işteyken geceleri ise sokaklara çıkıp bu yaratıkları avlamaktadır.

Selim karakterinden bahsetmek istiyorum önce.Biliyorsunuz ki kendini ana karakterimiz.Kitap boyunca onu okurken tüm duygularınız gün yüzüne çıkıyor.Cesareti,öfkesi,intikam arzusu ve korkusuzluğu ile Selim karakteri sizi bir şekilde etkiliyor.
Kitaba sonradan eklenen  Mühendis ve Neval karakterlerini de ayrı bir sevdim doğrusu.Özellikle Mühendis! O olmasa kitap sanırım birazcık eksik olurdu.Sanırım Mühendis karakterini Selim'den bile daha çok sevdim.

Kitabın akıcılığı,olayın işleyişi ve yazarın yalın dili ile bu kitap size kısacık bir hikaye gibi gelecek eminim ki!Olayları çok fazla uzatmadan bağlayan bir kurguya sahip.Bu yüzden sizi yoracak ağır bir fantastik havasından ziyade günlük bir hikaye gibi geliyor.Reading slump dönemlerinde de rahatlıkla okuyabilirsiniz.Fantastik sevelerin kesinlikle alıp okuması gereken bir kitap♥ 



















18 Nisan 2018 Çarşamba

►Pi | Azra Kohen◄

Nisan 18, 2018 0 Comments

Kitap Adı: Pi


Yazar:Azra Kohen


Yayıncılık: Destek Yayınları


Sayfa Sayısı:704








Fi ile başlayan yolcuğu son kitap olan Pi ile sonlandırıyoruz.Bu kitapta artık karakterlerin son hamlelerini,belki de son çırpınışlarını okuyoruz.Diğer kitaplara nazaran daha kalın olması gözünüzü korkutmasın çünkü  son kitap olduğu için artık finalini okuma arzusuyla bir çırpıda bitecek türden.Gel gelelim konusuna ve benim düşüncelerime ↓ Spoiler olabilir.

Konusu:
Pi kitabı Özgenin mecliste kanıyla mühürlediği konuşmasıyla başlıyor.Büyük bir yankı yaratan bu olay kısa sürede birçok kişiye yayılıyor.

Can Manay'ın ise içine kapanmış,Duru olmadan yaşadığı günleri okuyoruz.Duru'nun gidişinin ardından eve kapanan Can,dışarsı ile ilişkini tamamiyle keser.Bu süreçte Eti Bilge'ye bazı talimatlar vermektedir.Bilge her gün Can'ın evine gider, kırılanları toplar,evi havalandırır yemeğini koyar ve kapıyı usulca çekip çıkar.Bilge Can ile ilgilenirken, Can'ın şoförü Ali ile arasında bir dostluk kurulur.

Benim Yorumum:

İnsan nasıl özgür olabilirdi, insanlık köleyken?

Daha öncesinde yorumladığım Fi ve Çi'nin yorumlarını okuduysanız orda kitap hakkında yakındığım her şey devam ediyor.Fakat Çi'ye göre daha iyi bir kitaptı diyebilirim.Daha akıcı ve artık size sonu(?) sunan.

Fi-çi-pi kitapları siyaseti,sanatı,psikolojiyi,felsefeyi ve aşkı barındıran bir seri.Sadece bir aşk romanı okumuyorsunuz bu seriyi okurken.Sanırım bu yüzden beni yordu ve sıktı.Evet, farkındalık yaratacak pek fazla konuşma vardı içerisinde,ama kitaba başlarken böyle bir beklentiyle başlamadığım için biraz sorun yaşadım.İlk 400 sayfa hiç ilerlemediğini hissettim kitabın.Ama bu çok da canımı sıkmadı sonuçta son kitaptı.Son 300 sayfasını okurken elimden bırakamadım.Bu seriyi almak isteyenleri baştan uyarmak lazım.Ne bekliyorsunuz?Eğer saplantılı bir aşk romanı için alıyorsanız kitap tamamiyle öyle değil...Bu yüzden pek çok kısımda sizi hayal kırıklığına uğratabilir.

Pek çok karakter üstünkörü geçilerek sadece Can Manay'ın irdelendiği bir romandı.Ne Deniz'in ve Ada'nın müziğe olan aşkı ne de Duru'nun Dansa ve sahneye olan aşkı güzel yansıtılmıştı.En çok canımı sıkan kısımda buydu işte.Hiçbir şey hissettirmemesi...Final kısmı ise Bu muydu? dedirten bir kısımdı.Kitap boyunca Can'la ilgilisi nadiren olmuş Özge'nin intikam alması?Asla bahsedilmeyen diğer karakterler?




















15 Nisan 2018 Pazar

►Çİ | Azra Kohen◄

Nisan 15, 2018 0 Comments


Kitap Adı:Çi


Yazar:Azra Kohen


Yayıncılık:Destek Yayınları


Sayfa Sayısı:318







Fuardan aldıklarım arasında olan Çi kitabını iki hafta kadar önce bitirdim.Gel gelelim ki sınavlarımdan dolayı ne fotoğrafını çekebildim ne de yorumunu yazabildim.Dizisini severek izlemiştim ve bu yüzden de kitaplarını almıştım.Beni seri olarak biraz hayal kırıklığına uğrattığını söylemeden geçemem.Bunların sebeplerinden aşşağı da bahsedeceğim.Şimdi konusuna geçelim↓Spoiler olabilir.


Konusu:
Fi'nin son bölümlerinde Can Manay artık istediğine ulaşmıştı.Duru ile istediği bağı kurmuştu.Çi kitabında ise hikaye kaldığı yerden devam ediyor.Duru ve Can birlikte yaşamaya başlıyorlar.Can istediği kadını elde etmiş bile olsa hala saplantılı bir şekilde Duru'ya aşıktır.Onu kıskanmakta,diğerlerinin ona bakışlarına katlanamamaktadır.Duru'nun dans etmesini istemediği için önüne engeller koymaya başlar.Kendini kısıtlanmış hisseden Duru ve Can Manay aşkının arasında soğuk rüzgarlar esmeye başladığı sırada Deniz ise bir köye yerleşmiştir.Eski sevgilisi Duru'dan ve Can Manay'dan çok uzaklara...

Çıkardığı ''Darbe'' isminde dergisi ile ilgili yoğun uğraşlar veren Özge var bir yanda.Sadık ile ilişkisini güçlendiren Özge'nin önüne büyük bir teklif sunulur.

Benim Yorumum:
Fi-Çi-Pi üçlemesi beni hayal kırıklığına uğratan nadir kitap serilerinden.Çok emin olarak,büyük bir beklentiyle aldığım seridir.Diziyi izledikten sonra etkilenmemek elde değildi.Haliyle dizi bitince direk kitaplarına yönelmiştim.Peki ben bu seriyi neden sevmedim?

Öncelikle ben bu kitabı hikayesi için aldım.Evet kitabın diziden bayağı farklı olduğunu duymuştum ama bu kadar olacağını zannetmemiştim.Öncelikle ilk kitapta birbiriyle bağlantılı olan karakterler diğer kitaplarda tamamen bağımsız hareket ediyorlar.Örneğin dizide Sadık Murat Kolhan,Can Manay arasında bir sır perdesi hakimdi.Geçmişleri hakkında ise çok güzel aydınlatmışlardı bizi.Fakat kitap serilerinde birbiriyle pek alakası olmayan iki karakter halindeler.Hal böyle olunca kitapta pek merak unsuru yaratacak bir durum kalmıyor.Mesela Özge,muhteşem bir kadın karakter...Tek başına bir kitaba konu olacak cinsten birisi.Özge Can sayesinde tanığımız bir karakterdi.Yani röportaj sırasında ilk defa belirmişti.Dizi de ve kitaplarda Özge karakteri amaç yönünden  tamamiyle apayrı karakterler.Dizide Can Manay gibi adamları adalete teslim etme arzusu duyarken kitapta tamamiyle magazinsel yönden vardı.Haliyle pek fazla karakterlerin kesiştiği anlar yoktu.Herkes bağımsızdı.

Sonrasında en çok rahatsız olduğum şey,kitabın ana hikayesi Can'ın saplantılı ilişkileri ve cinsel hayatı.Bu yüzden de çok sevemedim.Cinsellik problem değildi bir yere kadar ama kitapları bitirdikçe geriye dönüp baktığınızda ben Can Manay ile ilgili ne okudum ne öğrendim? tarzı bir soru oluşuyor kafanızda.Kitapta ki karakterlerin geçmişlerine bile doğru düzgün değinilmediğini düşünüyorum.Örneğin Duru karakterini ele alalım.Duru ve  annesi arasında ki yaşananları diziyi izleyenler bilir.Kitapta böyle bir olay yok mesela.Aynı olmak zorunda değil tabi ki ama akılda bir çok soru işareti bırakmamalı da aynı zamanda.Deniz'in müziğe olan aşkını,Duru'nun sahneye olan aşkını hiçbir şekilde hissettiremedi bana kitap.Oysa dizi öylemi? Çinin finalini izleyenler bilir Duru'nun o son bölümde yaptığı muhteşem dansı!Ama kitaplarda Duru ve sahne hakkında çok az kısımlar var.Ne sahnede dans ederken ne çalışırken hiç bir şey. Tamamiyle Can odaklı kitaplar.Bu yüzden sevemedim.Umarım benim gibi düşünen birileri vardır.