Follow me @slytherininokurvarisi

25 Ağustos 2017 Cuma

►Cennet Koridoru Kitap Yorumu◄

Ağustos 25, 2017 4 Comments

Kitabın Adı:Cennet Koridoru

Yayın Evi:Muhenna Yayınları

Yazar:Nazi Safavi

Sayfa Sayısı:320

Tür:Fars Edebiyatı

Çeviri:Gül Yıldız Jahanpoor

Puanım:4/5 ♥







''Kalpler ve zihinler;İnsanlara geçmişlerini ve kayıplarını hatırlatan,dünyanın en acımasız cellatlarıdır sanki.Her ne kadar geçmişinden ve hatıralarından şiddetle kaçmak istesen de aynı şiddetle yüzüne vurur ve seni incitirler''
 Herkese tekrar merhabalar!Bugün sizlere yakın zamanda Muhenna Yayınevi tarafından çevrilmiş olan Cennet Koridoru kitabını yorumlayacağım.Kitabı bitirmem üç-dört gün arası sürdü.Kısa ve hemen bitecek bir kitap ama biraz daha yavaş okumak istediğim için ağırdan aldım.

Kitabın Konusu:
Mehnaz ve Muhammed aynı mahallede yaşayan komşu çocuklarıdır.Muhammed'in kardeşi Zeri ile yakın arkadaştır Mehnaz.Ağabeyi Emir ise Muhammed ile çok yakındırlar.Mehnaz ve Muhammed'in hikayesini anlatıyor kitap bizlere.Mehnaz,16 yaşında çocukluk arkadaşı olan zerinin ağabeyi  Muhammed ile nişanlanıyor.Okulları bittikten sonra evlenmeye karar verirler.Yanlış anlaşılmalar,gurur,inatçılık ve saçma sapan tartışmalar...
''Bu hikaye, küçük bir kızın okul sıralarından ve çocukça oyunlarından koparılarak tanımadığı bir hayata atılmasının hikayesidir. Ki büyükler buna evlilik derler. ''



Benim Yorumum:
Kitap aslında direk nişanlanmayla başlamıyor.Merak ettiklerimizi yavaş yavaş geçmişe dönerek okuyoruz.Kitap Mehnaz'ın 26 yaşında Muhammed ile tekrar karşılaşmasından başlıyor ve sonra geçmişi anlatıyor.Öyle güzel başladı ki hikaye!Aile içi konuşmalar çok samimi ve sıcaktı.Okurken kendi ailemden parçalar bulduğum bir kitap oldu.Sürekli eğitime önem verilmesi,derslerden ve okul hayatından bahsedilmesi de çok hoşuma gitti.

Kültür bakımından evet çok farklı bir kitaptı.Garipsediğim ve yanlış bulduğum bazı noktalar vardı.16 yaşında ki bir kızın nişanlanmasından tutun da bir arkadaşıyla herhangi bir  yere giderken nişanlısına mutlaka haber vermesi gerektiği gibi...Ama kültür farklılıkları olduğu için bu durumu es geçmem gerek.

Mehnaz ile Muhammed'in her ikisinin de genç olmasının getirdiği bazı sorunlar vardı.Fevri haraketler,çocuksu tartışmalar,bir tarafın sürekli diğerinden olgunmuş gibi davranması ve ufak tefek tartışmalar...İlk başlarda her iki karakteri sürekli yargılasam ve yaptıklarını yanlış bulsamda Mehnaz'ın geçmişi anlatırken her cümlesinde pişmanlığını dile getirmesiyle aslında yargılamakta bir hakkım olmadığını fark ettim.Çünki her iki karakter de çok gençti ve aslında nişanlanmamaları gerekirken birden kendilerini o durumun içinde buldular.Haliyle yaşın getirdikleri saçma tripler,nişanlanmanın sorumluluğu,ders çalışma ve gelecek kaygısı  derken her iki karakterde birbirinden bunalmak zorunda kaldılar.Hikaye acısıyla tatlısıyla sizi kendine çekiyor.Kitap resmen akıp gidiyor.

Bende aslında kitapta kendimi buldum birazcık.Mehnaz gibi biraz ince fikirli ve fevriyim.Kendi kafamda sürekli birşeyler kurgulayabiliyorum.Kızdığım zaman gerçekten sinirli ve saçma davranabiliyorum.Bu kitapla beraber aslında az çok birbirimize benzediğimizi fark ettim.Kendime kızdığım gibi Mehnaz'a da kızdım çoğu zaman.

İki karakterin 8 yıl sonra ki karşılaşmalarını yani kitabın  son bölümleri en çok beğendiğim kısımlar oldu.Çünki artık her ikiside olgun ve hayattan dersini almış insanlar olmuşlardı.Eski çocuksu halleri gitmişti.

Kitabın çevirisi,içindeki alıntılar ve en dikkatimi çeken ise kitapta ki QR kodları oldu.İran Kültürüne ait şiir veya kelime geçtiğinde onunla ilgili yayınevinin hazırlamış olduğu videolara ve yazılara ulaşıyorsunuz.Çok faydalı bulduğum bir uygulama oldu kendisi.Hem yazarın hem yayınevinin emeği kitabı okurken farkedilmeyecek gibi değil.Kapak ve ayraç tasarımları biraz daha güzel olabilirdi ama benim için asıl nokta kitabın anlattıkları olduğu için pek de bir önemi yok.

Farklı bir kültür,gençlikte yapılmış hatalar,masum ve saf bir aşk ve alınan dersler...Eğer sizde benim gibi farklı kitaplar denemeyi seviyorsanız,ama aynı zamanda bu farklı kitaplarda olay akışı ve bir hikaye olmasını diliyorsanız sizin için güzel bir başlangıç kitabı olabilir.

















23 Ağustos 2017 Çarşamba

►Supernatural Dizi Yorumu◄

Ağustos 23, 2017 0 Comments

Tür:Dram,Korku,Fantastik,Gerilim
IMDb:8,6
Oyuncular:Jensen Ackles,Jared Padalecki,Misha Collins,
Sezon Sayısı:12
Devam ediyor mu?:Evet




Herkese merhaba!Bugün sizlerle yepyeni bir içerikleyim.Kitap yorumları dışında az da olsa izlediğim dizileri yorumlamak istiyorum.Blogda zaten daha öncesinde Fi dizisinin yorumunu girmiştim.Bugünde yabancı bir dizi olan Supernatural'ın yorumunu yazıyorum♥

Dizinin konusu:
Anneleri küçükken doğaüstü bir varlık tarafından öldürülmüş olan iki kardeş babaları tarafından avcı olarak yetiştirilir.Avları ise hayvan değildir.Annelerini öldüren doğaüstü varlıkları avlarlar.Dean kendini ava adamış ve babasının izinden gitmeyi tercih eden büyük kardeştir.Sam ise tamamen bu hayatı istememiş ve babası,abisi ve avdan uzaklaşmıştır.Birkaç yıl sonra Sam evinde ağabeyini bulur.Babasının kaybolduğunu öğrenir.Onu bulmak için iki kardeş tekrar bir araya gelir.

Benim Yorumum:
Supernatural hatırladığım kadarıyla benim izlediğim ilk ikinci dizidir.Diziyi rastgele internette dolaşırken bulmuştum ve o zamanlar çok yaygın bir dizi değildi.Henüz daha 4.sezondaydı ve dizinin yeni bölümleri çıkıyordu.Bende ha gayret diyerek başladım.Doğaüstü varlıklar deyince aklıma direk üç harfliler geldiği için açıkçası çok tereddütle ve korkuyla yaklaştım diziye ama izledikçe aslında hiçbir korkunç yanının olmadığını ve benim tuhaf bir şekilde ilk kez korku türüne sahip bir diziyi beğendiğimi farkettim.Kısacası henüz başlamamış ve ben gibi en ufak bir korku türü  dizi,film ikilisinden korkanlar,herşeyi bırakın ve başlayın.Supernatural izlerken adete kendimi kaybettiğim bir dizidir.Özellikle ilk sezonları o kadar güzeldir ki!İlk sezonlarda genel olarak birbirinden bağımsız ve bol avlanmakla geçen sezonlar.İlerleyen sezonlar ise artık olayların karıştığı ve birbiriyle bağımlı bölümlerden oluşuyor.Bölüm biter bitmez direk sonraki bölüm tuşuna yüklenirdim.♥Günde kaç bölüm izlediğimin haddi hesabı yoktu.

Dizinin ilk sezonlarında daha çok iblislere uğraşılıyor yada tek tük geride kalmış kızgın ve çılgın ruhlarla.İlerkeyen sezonlar da ise dizi birden basamak atlıyor ve meleklere sarıyor.Şahsen en sevdiğim sezonu söylemem gerekirse meleklerin ortaya çıktığı ve bizim artık sonunda Castiel ile tanıştığımız sezondur.

İçinde her türlü doğaüstü yaratık bulunduruyor.İsmini bildiklerimizi ve artık efsaneleşmiş olanları saymama gerek varmı bilemiyorum.Vampirler,kurtadamlar,cadılar,büyücüler,melekler,iblisler ve daha bir çok ismini bile duymadığınız efsanevi varlıklar...ve hepsini teker teker bulup avlayan iki kardeş.Mükemmel bir dizidir.Zaten imdb puanına dikkat  eden biriyseniz büyük ihtimalle gözünüzden kaçmamıştır.

Peki şimdi duyar gibiyim sizlerden,dizi gerçekten her sezonu soluksuz izlenecek bir dizimi?Hayır.Gerçekleri konuşmak gerekirse art arda çılgınlar gibi izleyip bitirdiğim dizinin bazı yerlerinde bunalmadığım değil.Aslında birçok kişiyle ortak bir sezonda bunalmıştım.6. sezon tam bir felaketti.O sezona gelince ay yok artık moduna geçebilirsiniz.Ama korkmayın sadece o sezona özgü birşeydi sanırsam.Diğer sezonlarında düzeliyor.

Karakterlerden de biraz bahsetmek gerekirse,iki tane baş karakterimiz var.

Dean Winchester:
Kendisi sezonlar boyunca en çok keyif alarak seyredeceğiniz karakterlerden birisidir.Konuşmaları,mimikleri,arabası, yemeyi aşırı sevmesi,dinlediği müziklerle asla  unutamayacağınız bir karakter.Seneler geçsede yaşlanmayanlardan kendisi.Avcılık onun için bir yaşam tarzıdır.Hayatını olduğu gibi kabullenmiş ve bu yolda yürümeyi tercih etmiştir.


Sam Winchester:
Tek isteği üniversiteye gidip herkes gibi bir hayat yaşamaktır ama malesef geçmişi ve avlanmak onun peşini bırakmaz.İstemediği avcılık hayatında başına gelmeyen kalmamış olan şanssız karakterleden biridir.Yaşadığı ilişkilerin hepsinin kötü bitmesi,başına gelen onca kötü şeyden sonra hala ağabeyinin yanında durmaktadır..Sam'in sezonlar boyunca uzatmaya devam ettiği saçlarından konuşmaya gerek yok bence.Bırakın saçı konuşsun ♥

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------











20 Ağustos 2017 Pazar

►Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı◄

Ağustos 20, 2017 0 Comments

Kitap Adı:Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Sayfa Sayısı:975

Yazar:J.K. ROWLING

Yayıncılık:Yapı Kredi Yayınları

Tür:Fantastik

Çevirmen:Sevin Okyay-Kutlukhan Kutlu

Etiket Fiyatı: 52,00 TL



Herkese merhabalar!Kısa süre önce Zümrüdüanka Yoldaşlığı kitabını bitirdim.Aslında tek başıma bitirmedim.@scofieldkitapcisi @cressidaninkitapligi ve @birkitapsakliicimde olmak üzere benle birlikte dört kişilik küçük bir grup halinde okuduk.Şahsen ben beraber okuma etkinliğini çok beğendim.Kitabı okumak için beni daha da motive etti diyebilirim bu grup işi :) 

Harry Potter kitap serisinin ilk dört kitabını okumuştum ama ne yazık ki devamını alamamıştım.Son yaptığım alışverişte serinin final kitabıda dahil olmak üzere diğer üç kitabını da aldım ve sipariş gelir gelmez direk Zümrüdüanka Yoldaşlığı'na başladım.

Kitabın Konusu:
Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'ndaki beşinci yılında Harry, hayatını cehenneme çeviren sihirli/sihirsiz pek çok şeyle başa çıkmak zorunda: Yaz tatilini yanlarında harcadığı aptal akrabaları; ergenlik çağının isyanları, heyecanları, korkuları; onun gösteriş düşkünü bir yalancı olduğunu düşünenler; okulun işleyişine burnunu sokan Sihir Bakanlığı; öncekileri mumla aratan yeni bir Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni; yine karşı karşıya geldiği Ruh Emici'ler ve Ölüm Yiyen'ler; varlığını her zamankinden çok hissettiren Voldemort; ağır dersler, zor sınavlar, acımasız cezalar; sürekli yinelenen bir kâbus ve acıyan yara izi; ona en yakın insanlardan birinin ölümü; beş yıl gecikmeyle öğrendiği bir gerçek...


Benim Yorumum(SPOİLER İÇERİR,SPOİLER İÇERMEYEN YORUM EN AŞŞAĞIDA)

Bu kitap hakkında konuşulacak çok şey var.Çünki malumunuz kitap tuğla gibi maşallah.Bu kalınlık  gözünüzü korkutmasın.Bir kaç sayfa okuyunca direk Harry Potter dünyasına adapte oluyorsunuz ve kitabı kapamak bile canınız istemiyor.Bu kitapta bir çok şey oldu.Diğer dört kitaba oranla daha çok olaylar oluyor ve artık biraz daha serinin karanlık atmosferine giriş yapıyoruz.

Sihir Bakanlığı'nın bolca yer aldığı bu kitap sizi hem sinir ediyor hemde güldürüyor.Bakanlık Voldemort'un geri döndüğünü kabul etmiyor ve haliyle bu düşünceyi savunanları ise karalıyor.Dumbledore ve Harry ise gelecek postasında çok fazla karalanıyor.Dumbledore'un bir ordu kurmasından şüphelenen Sihir Bakanlığı  Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi için bakanlık çalışanı olan Dolores Umbridge'i gönderiyor. Umbridge'e okul kurallarını keyfine göre değiştirme yetkisi veriliyor.

Bu kitapta benim için haralkırıklığı olan aslında bir çok unsur vardı.Öncelikle Dumbledore filmde de olduğu gibi kitapta hiç yok.Yani kitabın kritik noktalarında o sorunla ilgilenmek için ortaya çıkıyor ve daha sonra ortalıktan kayboluyor.Haliyle Harry bu zor dönemde en çok ihtiyacı olan kişiyle yani  Dumbledore ile konuşamıyor ve kendisine ne olduğunu çözemiyor.Okula gelen Umbridge ise işleri hiç de kolaylaştırmıyor.Harry'nin gönderdiği mektupları okuyor ve herhangi bir açığını yakalamaya çalışıyor.Hermione'nin teşviği ile belli kişilere savunma öğretmeye başlayan Harry ve öğrenci grubu Umbridge'den köşe bucak kaçmaya çalışıyor.

Bunların dışında Sirius'a gelirsek eğer kendisi yoldaşlıkta yer alıyor ve bu sayede Harry ile az çok zaman geçirme fırsatı yakalıyor ama ne yazık ki işler böyle gitmiyor.Birazdan bahsedeceğim kısım kitapta hiç hoşuma gitmeyen bir kısım.Sirius'un ölümü...Evet bunu zaten kitabı okumadan önce biliyordum çünki bir çok kez filmlerini bitirdim ama okumakta bir o kadar kötüydü.Sirius bence ölmemesi gereken bir karakterdi.Harry'nin hayatı boyunca bu kadar çok kişiyi kaybetmesi gerçekten gereklimiydi bilmiyorum.Gelecek kitaplarda da kimlerin gideceğini bildiğim için rahatça söyleyebiliyorum ki JK Rowling kadronun en iyi karakterlerini öldürmeye bayılıyor.Harry'nin henüz daha vaftiz babasına yeni kavuşmuşken onu kaybetmesine bence hiç gerek yoktu.Filmde Sirius'un ölüm sahnesi çok güzeldi.Harry'nin bağırması,Lupin'in onu tutması...Herşey mükemmeldi ama kitapta biraz sığ bir şekilde yazılmıştı.Yani Sirius öldükten hemen sonra Harry'nin çok fazla tepki verememesi beni biraz hayalkırıklığına uğrattı.Bir paragrafa sığdırılan Sirius'un ölümüne daha büyük bir kısımda yer verilmesini bekliyordum.

Son olarak Snape'in anıları hakkında konuşmak istiyorum.Snape benim aşırı derece sevdiğim bir karakter değildi ilk kitaplarda.Okuyan çoğu kişininde sevebileceğini zannetmiyorum.Ama son filmlerde özellikle final filminde ben Snape'in aslında ne kadar haksızlığa uğramış olduğunu fark ettikten sonra daha çok James'ten nefret etmeye başladım.Draco'dan bile daha kötü davranışlar sergileyen James'in daha iyi biri olmasını bekliyordum aslında.Snape'in bütün davranışları doğru demiyorum.Harry'e bence o şekilde davranması seri boyunca onu itip kakması yanlıştı ama onun yerinde olsam sanırım bende aynı şeyi ister istemez yapardım.Harry'nin ,babasının davranışlarını gördükten sonra Sirius ve Lupin'le konuşmaya gittiği sahne keşke filmde de olsaymış.Çünki güzel bir sahneydi.

Spoilersız♥

Eğer siz de Harry Potter dünyasında yaşamayı dileyenlerdenseniz ve kitaplarını büyük bir zevkle okuyorsanız Zümrüdüanka Yoldaşlığını'da çok beğeneceksiniz.İlk sayfadan itibaren içine girdiğiniz dünya sizi biran olsun bırakmayacak.Açıp okumamak için kendimi zor tuttuğum oldu.Çünki kitabı hızlı bitirmemeye karar vermiştim.Seri artık biraz daha heyecanlı olmaya başlıyor bu kitapla birlikte.Kesinlikle kitabın kalın olmasından korkmayın,alın ve okuyun ♥







12 Ağustos 2017 Cumartesi

►Bkm Kitap Alışverişim 2 ◄

Ağustos 12, 2017 0 Comments
Herkese tekrardan merhaba!Geçen sefer ki bkm kitap alışverişim hakkında kapsamlı bir blog yazısı paylaşmıştım.Kargo ücretlerinden,kitap alımına kadar.

Bugün de geçen seferkiyle aynı bir yazı paylaşmayı düşündüm.Geçen hafta gelmişlerdi lakin blog yazısı yazmayı unutmuşum. :D

İlk olarak daha önce hiç bkm kitaptan alışveriş yapmamış olanlar bir önceki yazımdan faydalanabilirler.Orda kargo ücreti,kapıda ödeme gibi bir sürü şeyi anlattım.

Okullar başlamadan önce bir kitap alışverişi yapmak istedim.Çünki okullar açılınca kitap alamıyorum derslerden dolayı.Bu yüzden böyle kalın kitapları içeren bir alışveriş yaptım.Toplam 5 kitap aldım.Daha öncesinde Harry Potter serisini ilk dört kitabını okumuştum ama bir türlü devamını alamamıştım.Çok pahalı geliyordu.Ama artık almanın vaktinin geldiğini düşünüp birazcık paraya kıydım.Zümrüdüanka yoldaşlığı kalın bir kitap olduğu için bayağı pahalı.Tabi birazcık serinin adının duyulmuş olmasınında etkisi var bu fiyatlarda.Sonra Yabancı Veyl'i aldım.İlk kitabını okumuştum ve kitaplığımda yarım kalmıştı kendisi.İkinci kitabınıda tamamlamak açısından aldım.Sürekli distopik ve fantastik ağırlıklı kitaplar okuduğum için arasıra sıkılıyorum.Yabancı veyl'i çerezlik bir kitap niyetine aldım.Daha sonrasında ise Cassandra Clare'in Geceyarısı Leydisi kitabını aldım.Kalınlığı gözlerimi yaşarttı cidden :D Nasıl biticek bilmiyorum.Şuanda tek okumadığım kitabı Gölge Avcısı El Kitabı.Onuda 9,90 indirimindeyken bir ara almayı düşünüyorum.

Bkm kitap şuanki en ucuz kitap sitelerinden birisi sanırım.Yani ben İdefix,okuoku,Dr,Babil,kitapyurdu gibi sitelerin hepsine baktım.Fakat bkm kitap en ucuzu.Yani ben gibi kuruşu kuruşuna hesaplıyorsanız en ucuzu. 2-3 Tl hatta 5  tl falan oynuyor diğer sitelerle.Üstelik şuana kadar bkm kitaptan gelen hiçbir kitabım hasarlı gelmedi.Tek bir çizik kırışıklık bile yok herhangi biryerlerinde.

Şuan Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığını okuyorum.377. Sayfadayım.Aşırı yavaş okuyorum.Yani günde iki-üç bölüm falan :D Bitmesini istemiyorum kitapların çabucak.


►Kumların Kadını Kitap Yorumum◄

Ağustos 12, 2017 0 Comments

  Kitabın Adı:Kumların Kadını

  Sayfa Sayısı:184

  Yayıncılık:Monokl Yayınları 

  Yazar:Kobo Abe

  Çevirmen:Barış Bayıksel                             

  Etiket Fiyatı:20.00 TL

  Puanım: 4/5 









Herkese merhabalar :) Yakın zamanda okuduğum bu kitabın yorumunu yapmak için sabırsızlanıyorum.Blog ve bookstagram hesabıma göz atarsanız benim sürekli fantastik-Distopik-Popüler kitaplar arasında gidip geldiğimi farketmişsinizdir.Tabiki daha önce bir iki klasik okudum ama çoğunlukta değiller ne yazık ki.Yayınevinin  çekilişinden kazandığım kitaplar geldiğinde okuyup okumamak arasında kaldım.Çünki daha önce hiç bu tür değişik kitabım olmamıştı.Önyargılarımı bir kenara bırakıp japon edebiyatından olan,Kumların Kadını'na başladım.

Kitabın Konusu:(Tanıtım Bülteni)

Bir ağustos günü bir adam ortadan kayboldu. Bir tatil gününde, buharlı trenle yarım günlük mesafedeki sahile doğru yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Ne kayıp başvurusu ne de gazete ilanları bir işe yaradı... Bu adamla ilgili vakada kayda değer bir ipucu yoktu. Ayrıca, günlük hayatında ortadan kaybolmak istediğini düşündürecek en ufak bir hâl veya harekete rastlanmamıştı. Doğal olarak, başlangıçta herkes gizli bir ilişkisi olabileceğini düşündü. Fakat adamın karısı adamın bu geziye böcek toplamak maksadıyla çıktığını söylediğinde, hem polisler hem de iş arkadaşları biraz hayal kırıklığına uğradılar...

Şüphesiz, kum yaşam için elverişli değildi. Peki, durağan hâl varlık için vazgeçilmez miydi? O tiksindirici rekabeti başlatan da sabit kalmaktaki ısrarımız değil miydi? Sabit olmayı bırakıp kendimizi kumun akışına bırakıversek rekabet de ortadan kalkacaktı. Gerçekte, çölde de çiçekler açıyor, böcekler ve hayvanlar yaşamlarını sürdürüyorlardı... Öyle ya, keşke kadına da bu manzaradan bahsedebilseydi. Gidiş-dönüş biletlerin asla işlemeyeceği kumun şarkısını, yanlış perdeden de olsa ona dinletebilseydi keşke. Oysa adamın tek yaptığı, yeteneksiz bir çapkını taklit edip başka bir hayatın yemiyle kadını avlamaya çalışmak olmuştu. Kumdan duvar, adamın ruhunu yakalamış, onu kese kâğıdındaki bir kediye çevirmişti.

Benim Yorumum:
Kumların Kadını, anlayacağınız üzere bol bol kum içeren bir kitap.Kasabaya nadir bulunan bir böcek türünü incelemek için gelen adamla başlıyor.Kuma kazılmış çukurların içindeki evlerden birinde misafir edilen adam gitmek istediğinde çıkış yolunun olmadığını fark ediyor.Daha sonrasında ise adamın o kasabadan kaçış hikayesini anlatıyor.

Kitapta çok güzel mesajlar vardı.Örneğin insanoğlunun ihtiyaçlarını karşılayabilmek uğruna tutsaklığı göze alması.Özgür bir yaşam sürerken birden tutsak olmak.Hatta ihtiyacınız olana erişebilmek için tutsak kalmaya boyun eğmek.

Gerçekdışı ve kimi zaman bunaltan bir hikaye.Kitaptan bunalmadım.Kumdan ve çaresizlikten bunaldım.Kitabın içine girip adamı çukurdan ve tutsaklıktan kurtarmak istedim.Sizi iliklerinize kadar çaresiz hissetirecek bir kitap.Ama aynı zamanda akıcı ve sürükleyici.Eğer bu tür değişik kitapları seviyorsanız kesinlikle alıp okumalısınız.Şahsen ben çok keyif alarak okudum.












3 Ağustos 2017 Perşembe

►Şampiyon Kitap Yorumum◄

Ağustos 03, 2017 0 Comments

    Kitap Adı:Şampiyon

    Sayfa Sayısı:360

    Yayıncılık:Pegasus Yayınları

    Yazar:Marie LU

     Tür:Distopya

     Çevirmen:Sefa Emre İlikli

     Etiket Fiyatı:35.00TL

      Puanım:5/5







Herkese yeni bir yorumdan merhaba!Bugün sizlerle kısa süre önce bitirdiğim efsane serisinin son  kitabı olan Şampiyon'un yorumu ile burdayım.Eğer ilk iki kitap olan Efsane ve Deha kitaplarının yorumlarını hala okumadıysanız  bir önceki gönderide  bulabilirsiniz♥

Kitabın Konusu:(ARKA KAPAK)
Day bir efsane. June ise bir deha. Peki, kim Şampiyon olacak?

June ile Day, Cumhuriyet halkı ve birbirleri için çok fazla fedakârlıkta bulunmuşlardır. Şimdi vatanları bir dönüm noktasındayken June bir kez daha Cumhuriyet'in gözüne girmiş ve hükümetin seçkin çevresinde bir Princeps adayı olarak hizmet vermeye başlamıştır. Day de yüksek rütbeli bir asker olmuştur. Bir barış antlaşması yürürlüğe girmek üzereyken ortaya çıkan ölümcül bir salgın, Koloniler arasında paniğe yol açmış ve Cumhuriyet'in sınır kentlerini savaş tehdidi sarmıştır. Sadece June bu tehdide karşı ülkesini nasıl savunacağını bilmektedir. Ancak binlerce insanın hayatını kurtarabilmeleri için sevdiği tek erkekten, her şeyini feda etmesini istemek zorundadır. Marie Lu'nun heyecan dolu, macera ve gerilim yüklü üçlemesi şaşırtıcı bir finalle sonlanıyor…

Benim Yorumum:(SPOİLERVAR)
Bu kitapta benim için şaka gibi bir şey oldu.Okuyamama dönemime girdim.Yaz tatilinde neden böyle oldu bilmiyorum.İlk iki kitabı ard arda hızla okudum ama bu kitap her ne kadar diğerleri kadar çok güzel olsa da kitap elimde 1 hafta kadar süründü.Tabi ki bunun sebebi benim kitap okumak istememem.

Efsane serisi adı gibi efsane bir distopya dünyası.Serinin geneli için sürekli daha iyi oluyor diyebilirim.İlk kitabı çok beğenmiştim ama ikinci kitap biraz daha olaylı ve maceralı bir kitaptı bu yüzden deha daha da güzeldi.Şimdi ise şampiyonu bitirdim.Bu kitap ise bir final kitabı olarak sizin bir distopyadan bekleyeceğiniz her şeyi sunuyor.Yani yazar her bir kitabında çitayı yükseltiyor.

Day ve June Deha kitabında kimin düşmanları olduğunu kimin dostları olduğuna karar veremiyordu.Şampiyon da ise bu belirsizlik ortadan kalktı.İlk kitaptan beri beklediğimiz artık Kolonilerin ve Cumhuriyetin savaşı nihayet bu kitapta çıkıyor.

Bu kitapta çok fazla Tess'i görmediğim için kitap, sinir kat sayım artmadan bitti.Nedense ikinci kitaptan beri o kızdan nefret ediyordum.Son kitapta çok fazla yeri olmaması sevindirdi diyebilirim.Day ve June ise  kitapta tekrardan karşı karşıya geldiler.Ama büyük bir problem Day'in hastalığıydı.İkinci kitabın sonunda Day öleceğini öğrendiğinde June'u tek başına bırakmak zorunda kalmış ve hastalığını ona söylememişti.Şampiyon da ise Day'in rahatsızlığı devam ediyor ve June artık öğreniyor.

Day ölecek diye büyük bir korku duymuştum.Çünki zaman ilk kitaptan bu yana aman aman bir mutlulukları olmadı.Finalde mutlu son olmalı diye düşünmüştüm.Şahsen finali beğendim ama keşke birden aradan onca yıl atlayıp Day'in June'u hatırlayışını yazmasaymış yazar.Yani Day daha erken hatırlayabilirdi bence.Yıl atlayıp mutu oldukları bir sahnelerini yazabilirdi.

Kitap Serisini genel olarak beğendim.Akıcı ve bir distopyadan bekleyeceğiniz her şey vardı.Eğer almayı düşünüyorsanız kesinlikle atın sepete gitsin *-* 


Instagram:Slytherininokurvarisi