
Kitap Adı:Böğürtlen Kışı
Yazar:Sarah Jio
Yayıncılık:Arkadya Yayınları
Sayfa Sayısı:360
Tekrardan bir Sarah Jio kitabı ile herkese merhabalar!15 tatil boyunca sanırsam sadece Sarah Jio okuyacağım bu gidişle. :D İlk gün 200 sayfa okuyup,ikinci gün ise bitirdim.Bu kitabı da yine diğer kitabı gibi tek günde bitecek bir kitaptı.Ama hikayesi o kadar dokunuyor ki!Yavaş yavaş okumak istedim bu hikayeyi.O zaman şimdi konusundan bahsedelim↓
Kitabın Konusu:
“Canım Daniel’ım,
Kaybolduğun gün dünyam sona erdi, canım oğlum. Seni her kim alıp götürdüyse, seninle birlikte kalbimi, hayatımı da çaldı. Ben senin gülümsediğini görmek, kahkahalarını duymak, mutluluğunu paylaşmak için yaşıyordum…”
Vera Ray 1933 yılının o karlı mayıs akşamında üç yaşındaki oğlu Daniel’ı son kez öptüğünü bilmiyordur. Her ne kadar oğlunu yalnız bırakma düşüncesinden nefret etse de hayatlarını devam ettirmek için çalışmak zorundadır. Tek avuntusu, gün ağardığında küçücük oğluna sarılacak olmasıdır. Ancak Vera geri döndüğünde karşılaştığı manzara, Daniel’ın boş yatağıdır. Bir de karlar içine gömülmüş olan oyuncak ayısı…
Seksen sene sonra Seattle yine mayıs ayında karlar altındadır. Köklü bir gazetede muhabir olan Claire Aldridge, bu doğaüstü olayı haber yapacaktır. Araştırmalarına devam eden Claire, küçük çocuğun bu zamana kadar sonuçlanmamış kaçırılma davasıyla karşılaşır. Evlat kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bilen Claire, bu olayı çözmeye karar verir. Ancak çözdüğü her düğümün, onu Vera’yla olan bağlantısına yaklaştırdığından habersizdir…
Kaybolduğun gün dünyam sona erdi, canım oğlum. Seni her kim alıp götürdüyse, seninle birlikte kalbimi, hayatımı da çaldı. Ben senin gülümsediğini görmek, kahkahalarını duymak, mutluluğunu paylaşmak için yaşıyordum…”
Vera Ray 1933 yılının o karlı mayıs akşamında üç yaşındaki oğlu Daniel’ı son kez öptüğünü bilmiyordur. Her ne kadar oğlunu yalnız bırakma düşüncesinden nefret etse de hayatlarını devam ettirmek için çalışmak zorundadır. Tek avuntusu, gün ağardığında küçücük oğluna sarılacak olmasıdır. Ancak Vera geri döndüğünde karşılaştığı manzara, Daniel’ın boş yatağıdır. Bir de karlar içine gömülmüş olan oyuncak ayısı…
Seksen sene sonra Seattle yine mayıs ayında karlar altındadır. Köklü bir gazetede muhabir olan Claire Aldridge, bu doğaüstü olayı haber yapacaktır. Araştırmalarına devam eden Claire, küçük çocuğun bu zamana kadar sonuçlanmamış kaçırılma davasıyla karşılaşır. Evlat kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bilen Claire, bu olayı çözmeye karar verir. Ancak çözdüğü her düğümün, onu Vera’yla olan bağlantısına yaklaştırdığından habersizdir…
Benim Yorumum:
Cassandra Clare'den sonra bir tane daha ne yazsa okurum dediğim bir yazar buldum sanırsam.Sarah Jio'nun anlatımı çok sade ve akıcı.Bu yüzden midir bilinmez ama kitap su gibi akıp geçti.Hikayesi ile beni derinden etkileyen romanlardan birisi oldu Böğürtlen Kışı.Çocuğunu kaybetmiş iki anne var kitapta.Birisi günümüzde ki muhabir olan Claire diğeri ise seksen sene öncesinde ki Vera Day.Romandan etkilenmeniz için anne olup olmamanızın bir önemi yok.Her koşulda size dokunuyor hikayesi.
Yazar anladığım kadarıyla kitaplarında geçmişle günümüzü harmanlamayı seviyor.Bu kitapta da iki ayrı hikayemiz var.Bebeğini bir kaza sonucu düşürmüş olan Claire'in eşi Ethan ile her geçen gün birbirlerinden uzaklaşmalarını anlatırken bir yandan da seksen sene öncesinde küçük Daniel'ını karlı bir gün de kaybetmiş bir anne olan Vera'yı anlatıyor.Claire,unutulmuş Daniel ve Vera hikayesini gün yüzüne çıkarmak için elinden geleni yapıyor.
Sınıf farklılıklarını,büyük aşkları,hayat mücadelesini ve en önemlisi evlat acısını harmanlayan bu kitap benim için çok güzeldi.Kitabın gayet kolay ve basit bir dili var.Tek sorunu karakterleri tam olarak hayal edememiş olmam ki yazar malesef pek fazla yardımcı olmuyor bu konuda.Dış görünüşler konusunda biraz hayal gücünüzü kullanmanız gerek ne yazık ki.Kış mevsiminin soğuğunda okunduğu takdirde içinizi ısıtacak bir hikaye Böğürtlen Kışı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder