Kitap Adı:Geceyarısı Leydisi
Yazar:Cassandra Clare
Sayfa Sayısı:825
Yayıncılık:Artemis Yayınları
Herkese uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba!Uzunca bir süre yorum paylaşamadım çünkü sınav haftama çok az kalmıştı ve bende oturup yorum yazmak için zaman bulamadım.En son Geceyarısı Leydisi'ni bitirdim.Bu yorumu okumadan önce hemen birkaç uyarı yapayım.Öncelikle ben Cassandra Clare ne yazsa okurum.O yüzden çok fazla eleştirel yorum göremiceksiniz.Yazara aşığım ve kitaplarına bayılıyorum.Kurguladığı dünyayı seviyorum desem sanırsam daha doğru olacak.Yani lafın kısası, ilk defa okuyacaksanız lütfen sadece benim yorumlarımı okuyup almayın.Çünkü çoğu kişinin çok beğendiği bir yazar olmasına rağmen diğer çoğunlukta beğenmiyor.O yüzden bunun uyarısını yapayım istedim *-*
Kitap Sıralaması olarak bence bu seriyi Ölümcül Oyuncaklar Serisi'ni bitirdikten sonra okuyun.Çünkü o seriye dair çok fazla spoiler yiyebilirsiniz kitaptan.Karakterlerimiz birbirini tanıyor ve bu yüzden iki seri arasında bağlantı var.Ölümcül Oyucaklar Cennet Ateşi Şehri yani final kitabında ilk kez tanıştığımız birkaç karakterin hikayesini ele alıyor Geceyarısı Leydisi.Spoiler yemek istemez iseniz en aşşağıda kısımda düşüncelerimi okuyun sadece :)
Konusu:(Arka Kapak)
Felaketlerin Gölge Avcıları'nı yok olmanın eşiğine getirmesinin üzerinden beş yıl geçti. Emma Carstrairs artık ailesinin yasını tutan bir çocuk değil, onları öldürenleri bulmaya ve intikam almaya kararlı genç bir kadın. Parabatai'si Julian Blackthorn'la el ele veren Emma, tüm Los Angeles'ı saran şeytani bir planı araştırırken aklına ve kalbine güvenmesi gerektiğini öğrenecek. Tabii kalbi onu tekinsiz yollara doğru sürüklemedikçe...
Julian'ın beş yıl önce peri halkı tarafından kaçırılan kardeşi Mark'ın, Gölge Avcıları'nın yardımına ihtiyaç duyan periler tarafından geri getirilmesi işleri iyice karıştıracak. Ama peri diyarında zaman öyle farklı işliyor ki, Mark, ailesini tanımakta zorlanacak. Acaba periler, Mark'ı gerçekten ailesine bırakacak mı?
Benim Yorumum:
Spoiler olabilir↓!
Cennet Ateşi Şehri kitabında Sebastian Morgenstern tarafından anne ve babası öldürülen Emma'nın büyümüş halinden başlıyor kitap.Anne ve babasının gerçek ölüm nedenini araştıran intikam almaya kararlı genç bir kadın baş karakterimiz.Hem bir savaşçı hemde bir parabatai.Julian Blackthorn ise küçük kardeşleriyle ve Emma ile birlikte yaşıyor.Babasının ölümünden sonra kardeşlerine hem anne hem baba olmaya çalışıyor.Peri halkı tarafından kaçırılan kardeşi Mark'ı ise hiç aklından çıkaramıyor.Bir gün gerçekten kardeşini görecek mi onu bile bilmiyor.
Los Angeles'ta işlenen cinateylerin ise ardı arkası kesilmiyor.Cinayetlerin işleniş şekli Emma'nın anne ve babasının öldürülüş şekli ile aynıdır.Emma ve Julian cinayetleri araştırmaya başlar.
Spoiler bitti!
Uzun süredir kitaplığımda olan bir kitabı daha bitirmiş bulunmaktayım.Bu ne güzel bir kitaptı yahu! Cassandra nasıl kendini okumayı bu kadar başarabiliyor?Bu kadar kalın bir kitabı hiç sıkılmadan okuyabilmem normal şartlar altında imkansız.Sanırım yazarın ve kurgunun payı çok büyük. Giderek gelişen yazımıyla en sevdiğim yazarlardan birisi.
Kitapta beni etkileyen bir çok şey vardı ama şüphesiz aile arasında ki bağ en etkileyicisiydi. Julian ve Mark'ın kardeşlerine olan sorumlulukları,sevgileri,şefkatlerini hissetmek o kadar güzeldi ki!♥ Şunu söylemeliyim ki Cassanda bol bol karakter yazmış.İyiki de yazmış çünkü hepsinin harmanlandığı bu kitabı okumak çok eğlenceli oldu benim için.Bol bol karakter ve ardı arkası kesilmeyen olaylar...
Diğer kitaplarda ki karakterlerle de bol bol karşılaşacağınız bir kitap.Clary,Jace,Alec,Magnus,Will,Jem,Tessa... Hepsinin tekrardan okumak uzun süreden beri görmediğim yakınımı görmüş gibi oldum okurken.İster istemez onların hikayeleri geçti gözümün önünden.Kitabın bir diğer artısıda buydu.Karakterlerimizin hepsi birbirini tanıdığı için aniden bir diğer kitap serisindeki kişileri bulabiliyorsunuz satırların içinde.
Peki kitap beklentimi karşıladı mı? Buraya kadar okuduysanız ne kadar beğendiğimi fark etmişsinizdir.Aslında bir beklentiyle başlamadığımı fark ettim. Çünkü bu zamana kadar beni hayal kırıklığına uğratan herhangi bir kitabı olmadı.Umarım bundan sonra da olmaz.O yüzden kitaba büyük bir heyecan ve özlem duyguları içerisinde başladım.Edgar Poe'nun Annabel Lee şiirinden bolca bahsettiğini fark edebilirsiniz okurken.Bu şiiri ilk defa Cassandra Clare sayesinde öğrenmiş oldum.Fazlasıyla hoşuma gittiğini söylemem gerek.♥ Kitap hakkında ki genel düşüncelerim bu şekilde.Kitabı almayı düşünen varsa eğer hemen gidip almasını tavsiye ederim *-*
Sevdadan yana ,kim olursa olsun,Yaşça başca ileriGeçemezlerdi bizi;Ne yedi kat gökdeki melekler,Ne deniz dibi cinleri,Hiçbiri ayıramaz beni sendenGüzelim Annabel Lee.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder