Follow me @slytherininokurvarisi

19 Haziran 2018 Salı

►Gölgelerin Lordu◄



Kitap Adı: Gölgelerin Lordu



Yazar:Cassandra Clare



Yayıncılık:Artemis Yayınları








Karanlık Sanatlar serisinin ikinci kitabı olan Gölgelerin Lordu sonunda kitaplığım da!Doğum günümde hediye olarak çok sevdiğim bir arkadaşım tarafından alındı♥ Serinin devamını aşırı merakla bekliyordum.Sanırım üçüncü kitabı da yolda♥Henüz okumayanlar, güncele geç kalmış sayılmaz *-*

Arka Kapak:
“Ruhunuz için ruh eşinizi feda eder miydiniz?”
Bir Gölge Avcısı’nın yaşamının sınırları, görevle belirlenmiş, onurla kısıtlanmıştır. Bir Gölge Avcısı’nın sözü, ciddi bir vaattir ve hiçbir yemin, parabatai’leri birbirine bağlayan yeminden daha kutsal değildir. Birlikte savaşmaya, birlikte ölmeye ama birbirlerine asla âşık olmamaya yemin etmişlerdir.
Emma Carstairs, parabatai’si Julian Blackthorn’la aralarındaki aşkın yalnızca yasaklanmadığını, ikisini de yok edebileceğini öğrenmişti. Julian’dan kaçabileceğini biliyordu. Ama Blackthorn’lar dört bir yandan düşmanlarla kuşatılmışken onu nasıl yalnız bırakabilirdi ki?
Tek umutları, korkunç bir büyü gücünü barındıran Ölülerin Kara Kitabı’ydı. Herkes o kitabı istiyordu. Bulabilecek olansa yalnızca Blackthorn’lardı. Bu yolda kanlı tehlikeler onları bekliyordu ve hiçbir söze güven olmazdı. Ancak birileri Julian’ın sırlarını ortaya çıkarıp Los Angeles Enstitüsü’nün yönetimini ele geçirmek için ellerinden gelen her şeyi yapacaktı.
Aşağı Dünyalılar, Meclis’le karşı karşıya geldiğinde ise Gölgelerin Lordu onlar için yeni bir tehdit oluşturacaktı. Unseelie Kralı, en iyi savaşçılarını, Blackthorn kanı taşıyan herkesi avlamaya ve Kara Kitap’ı bulmaya göndermişti. 
Tehlike giderek yaklaşırken Julian, kimsenin tahmin edemeyeceği bir düşmanın iş birliğine bağlı olan riskli bir plan yaptı. Ama başarı, ancak bir bedel karşılığında onun olabilirdi. Ve ne Julian ne de Emma olabilecekleri hayal edebilirdi. Sevdikleri herkesi ve her şeyi etkileyecek, kanlı bir mücadele onları bekliyordu... 
Benim Yorumum:

Cassandra kesinlikle benim favori yazarım.Her kitabını açmamla bitirmem bir oluyor.Kalemi,konuyu anlatış biçimi ve en önemlisi kitapların sürükleyici olması! Sanırım bu kadın ne yazsa okurum.İlk kitabına başlayınca ''çok fazla karakter var'' diyerek yakınmıştım. Blackthorn'lar gerçekten kalabalık bir aile ve inanın bana hala ailenin küçük çocuklarını karıştırıyorum.Daha çok Julian,Mark,Emma odaklı okudum kitapları.Fakat bu kitapta artık biraz daha tanımaya başladım.İki kitabın arasına zamanda girince birazcık unutmuşum :D

İlk kitabın sonunda dost olarak gördükleri Malcolm Fade'in aslında bambaşka bir sebepten dolayı aralarında bulunduğunu öğrenmişlerdi.Aşık olduğu kadın Annabel Blackthorn'u dirilmek için gereken malzemelerden birisinin Blackthorn kanı olduğunu ve bu yüzden ailenin içine karıştığını ve aynı zamanda senelerdir Los Angeles Enstitüsü'nü Julian'ın tek başına yönettiğini öğrendik.Son olarak kitaba yeni bir karakter olarak Kit Herondale eklenmişti.Gölgelerin Lordu kitabında da hikaye kaldığı yerden devam ediyor.Hatta eski kitaplarda ki karakterlerden bir kaçı ile de karşılıyoruz.

Emma ve Julian'la ilgili sürekli bir bekleyiş içerisindeydim kitap boyunca.Konu Cassandra ve ilişkiler olunca karakterleri süründürmeden birleştirmiyor biliyorsunuz ki.Emma kitap boyunca her şeyin içine etti.Mark ile oynadığı oyun aşırı saçmaydı.Okurken sinir krizi geçirebilirsiniz aman dikkat!

Anlam veremediğim aşk üçgenlerinden olan Mark,Kieran ve Christina.Dünyanın en sıkıcı aşk üçgeni olabilir.Kimin kime karşı ne hissettiği beli değil.Shiplemek için elinizde hiçbir malzeme yok ve tamamıyla üç tane çıkmaz sokak...

Yeni eklenen bir çok karakter var.Beyin yanması bir süre sonra kaçınılmaz malesef.Zara,Kit,Gwyn,Jamie...Hepsini yorumlamak sanırsam bir ömür sürer.Zara hikayeye eklenen dünyanın en sinir bozucu kitap karakterlerinden birisi olabilir.Kit ise başlarda ısınamamıştım hala da çok sevdiğim söylenemez ama belki faydası dokunabilecek bir karakter olabilir ilerde.Gwyn ile Diana arasında ki ilişkiyi hiç beklemiyordum.Fakat bundan şikayetçi değilim çünkü bu sayede Diana'nın hikayesini öğrenmiş olduk.

Kitabı genel olarak çok beğendim.Zaten Cassie'nin kitaplarını ne zaman beğenmedim ki?Akıcı sürükleyici ve kalemi,kurgusu güçlü bir kitap.Elimde olsa her zaman her gün sıkılmadan bu kurgunun kitaplarını okuyabilirim.Sanırım üçüncü kitabı yolda.Büyük bir sabırsızlıkla onu bekliyorum.

Siz neler okuyorsunuz?

























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder