Kitabın Adı:Kumların Kadını
Sayfa Sayısı:184
Yayıncılık:Monokl Yayınları
Yazar:Kobo Abe
Çevirmen:Barış Bayıksel
Etiket Fiyatı:20.00 TL
Puanım: 4/5
Herkese merhabalar :) Yakın zamanda okuduğum bu kitabın yorumunu yapmak için sabırsızlanıyorum.Blog ve bookstagram hesabıma göz atarsanız benim sürekli fantastik-Distopik-Popüler kitaplar arasında gidip geldiğimi farketmişsinizdir.Tabiki daha önce bir iki klasik okudum ama çoğunlukta değiller ne yazık ki.Yayınevinin çekilişinden kazandığım kitaplar geldiğinde okuyup okumamak arasında kaldım.Çünki daha önce hiç bu tür değişik kitabım olmamıştı.Önyargılarımı bir kenara bırakıp japon edebiyatından olan,Kumların Kadını'na başladım.
Kitabın Konusu:(Tanıtım Bülteni)
Bir ağustos günü bir adam ortadan kayboldu. Bir tatil gününde, buharlı trenle yarım günlük mesafedeki sahile doğru yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Ne kayıp başvurusu ne de gazete ilanları bir işe yaradı... Bu adamla ilgili vakada kayda değer bir ipucu yoktu. Ayrıca, günlük hayatında ortadan kaybolmak istediğini düşündürecek en ufak bir hâl veya harekete rastlanmamıştı. Doğal olarak, başlangıçta herkes gizli bir ilişkisi olabileceğini düşündü. Fakat adamın karısı adamın bu geziye böcek toplamak maksadıyla çıktığını söylediğinde, hem polisler hem de iş arkadaşları biraz hayal kırıklığına uğradılar...
Şüphesiz, kum yaşam için elverişli değildi. Peki, durağan hâl varlık için vazgeçilmez miydi? O tiksindirici rekabeti başlatan da sabit kalmaktaki ısrarımız değil miydi? Sabit olmayı bırakıp kendimizi kumun akışına bırakıversek rekabet de ortadan kalkacaktı. Gerçekte, çölde de çiçekler açıyor, böcekler ve hayvanlar yaşamlarını sürdürüyorlardı... Öyle ya, keşke kadına da bu manzaradan bahsedebilseydi. Gidiş-dönüş biletlerin asla işlemeyeceği kumun şarkısını, yanlış perdeden de olsa ona dinletebilseydi keşke. Oysa adamın tek yaptığı, yeteneksiz bir çapkını taklit edip başka bir hayatın yemiyle kadını avlamaya çalışmak olmuştu. Kumdan duvar, adamın ruhunu yakalamış, onu kese kâğıdındaki bir kediye çevirmişti.
Benim Yorumum:
Kumların Kadını, anlayacağınız üzere bol bol kum içeren bir kitap.Kasabaya nadir bulunan bir böcek türünü incelemek için gelen adamla başlıyor.Kuma kazılmış çukurların içindeki evlerden birinde misafir edilen adam gitmek istediğinde çıkış yolunun olmadığını fark ediyor.Daha sonrasında ise adamın o kasabadan kaçış hikayesini anlatıyor.
Kitapta çok güzel mesajlar vardı.Örneğin insanoğlunun ihtiyaçlarını karşılayabilmek uğruna tutsaklığı göze alması.Özgür bir yaşam sürerken birden tutsak olmak.Hatta ihtiyacınız olana erişebilmek için tutsak kalmaya boyun eğmek.
Gerçekdışı ve kimi zaman bunaltan bir hikaye.Kitaptan bunalmadım.Kumdan ve çaresizlikten bunaldım.Kitabın içine girip adamı çukurdan ve tutsaklıktan kurtarmak istedim.Sizi iliklerinize kadar çaresiz hissetirecek bir kitap.Ama aynı zamanda akıcı ve sürükleyici.Eğer bu tür değişik kitapları seviyorsanız kesinlikle alıp okumalısınız.Şahsen ben çok keyif alarak okudum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder