Alacakaranlık Yorumum.
Herkese merhaba! J
Cennet Ateşi Şehri biter bitmez hemen Alacakaranlık’a başladım.Aslında bu benim
kitabı ikinciye okuyuşum.Bir başkasından alıp ilk kitabı okumuştum.Fakat sonra
seri halinde almak istedim ve ilk kitabıda aldım.Kitap çok fazla
akıcıydı.İkinciye okumama rağmen hiçbir duraklama veya sıkılma hissetmedim.Yine
harikaydı.Şuanda ikinci kitabın ortalarındayım.Onu biraz eleştirebilirim gibi
geliyor.Şimdi ilk kitabın konusunu bilmeyenler için şuraya bırakıyorum↓
-
Bella’nın
annesi ve babası uzun süre önce ayrılmıştır.Bella annesiyle birlikte
yaşamaktadır.Fakat bu hem annesi hemde Bella için zor olmaktadır.Çünki üvey
babası sürekli seyahat etmektedir.Ve Bella’nın anneside onunla gitmek
istemektedir ama Bella’yıda bırakmak istemiyordur.Bella bu durumun farkındadır
ve bir süreliğine de olsa asıl babası Charlie ile kalmayı uygun
görür.Böylelikle annesi hayatını yaşayabilecektir.Bella Phoenix’te ki sıcak
havadan ve güneşten hoşlanan biri olarak Charlie’nin yaşadığı her zaman
yağmurlu ve bulutlu olan Forks kasabasından nefret etmektedir.Fakat annesi için
buna katlanmak zorundadır.Bella’nın Forks Lisesi’nde ki ilk gününün de
dikkatini çeken ilk şey Cullen ailesi olur.Edward Cullen ile aynı sırayı
paylaşmak zorunda kalır.Fakat Edward bundan pek memnun değildir.Ve Bella’dan
uzak durmak için elinden geleni yapmaktadır.
-
Öncelikle
kitap yukarıda da bahsettiğim üzere çok akıcıydı.Ve kitapta cidden benim bile
utandığım Bella’nın sakarlıklarıyla doluydu.Başına bir şey gelmeden bir gün
bile geçiremiyor.İlk filmi nedense bana aşırı vasat geliyor.Ne zaman izlesem
bazı sahnelerde gülüyorum.Tabiki günümüzde tekrar bir film olarak yapılsa çok
daha iyi olabilir.Eğer henüz Alacakaranlık serisi ile tanışmamış biriyseniz
kesinlikle ilk kitabını alıp bir okuyun derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder